2 Aralık 2011 Cuma

Karamanlı Nevzat - Mustafa Balbay'a Aile Mektubu

Hep bizim aileden birisi oldun bana,
Eşin benim öğrencim, damadım sayılırsın.
Hergün dualar eder kayınvalidem sana,
'O da benim oğlum der' bir görsen bayılırsın.

Balbay'ım tanışmadık, ben seni tanıyorum,
Benim gibi çok kişi dostundur sanıyorum.
Kim dille şaka yapsa, adını anıyorum,
Güler yüz, tatlı dille gönlüme yayılırsın.

Kışlalı dostumuzdur, ortak anılar vardır,
Yirmibir ekimlerde seni bekler üç yıldır.
Ozan ne güzel demiş; 'kışın sonu bahardır',
İnşallah bu baharda yollara koyulursun.

Nevzat altmışsekizli, sen yetmişsekiz genci,
Gençler senden öğrendi zulme karşı direnci.
Çocukların maşallah hüzünlü birer inci,
Bilirim hasret yakar, yürekten oyulursun.

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat

22 Kasım 2011 Salı

Karamanlı Nevzat - Majestelerine Arzederim (2)

Dâvete getirdik birçok hediye,
Dostu gördünüz mü Majesteleri?
Çantayı sağ kola almasın diye,
Astı gördünüz mü Majesteleri,

Siz bizi sevdiniz; bu bir önsezi,
Asalet elbette İngiliz tezi.
Münafığa kahır oldu bu gezi,
Sustu gördünüz mü Majesteleri?

Bu kez frak giydik kapandı dava,
Kırmızı çizgiler oldu berhava.
Biz şeref yâd olduk, hoşça bir hava,
Esti gördünüz mü Majesteleri?

Altında kalmadık, nişana nişan.
Dostlar güldü, düşman oldu perişan.
Dünyanın sesini çok şükür bu şan,
Kıstı gördünüz mü Majesteleri?

Yan yana sizle biz muazzam şeydi,
Förstleydi türbanla tam günündeydi.
Duruma bozuldu bir başka leydi,
Küstü gördünüz mü Majesteleri?

Herşey dakik oldu, sildik tehiri,
Gururla dolaştık bütün şehiri.
Muhalif yazarlar yine zehiri,
Kustu gördünüz mü Majesteleri?

Yemek de verdiniz, nasıl da nazik,
Bu büyüklüklere içimiz ezik.
Muhalefet bizi kıskandı yazık,
Pıstı gördünüz mü Majesteleri?

Orta Şark içinde batılı biziz,
Bize değer veren, bizden de aziz.
Sarayda mestolduk, bir uyku leziz,
Bastı gördünüz mü Majesteleri?

Beraber verelim dünyaya nizâm,
Arap'a da gelsin artık intizam.
Batıda ölçülsün benim de hizam,
Testi gördünüz mü Majesteleri?

Destek verin bize nur olsun ati,
AB biraz daha duysun sempati.
ABD çok gördü bize şefkâti,
Kesti gördünüz mü Majesteleri?

Herkes size göre huzura çıkar,
Eşleri türbanlı göründü bekâr.
Şu Nevzat herşeyi bir yöne çeker,
Kastı gördünüz mü Majesteleri?

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat

18 Kasım 2011 Cuma

Karamanlı Nevzat - Dokunan Yanar

Alev sarmış camideki bacayı,
Dokunan yanıyor, bakınan rahat.
Suçlamayın kundaklayan hocayı,
Suçlayan yanıyor, çekinen rahat.

Minareyi çalan kılıfı bulsun,
Seccadeyi alan, salın kurtulsun.
Yangından mal kaçar; ver helâl olsun,
Koruyan yanıyor, yakınan rahat.

Cemaat huylanır indir elini,
Takkeye dokunma, örtsün kelini.
Uçkura elleme, tutsun belini,
Elleyen yanıyor, sakınan rahat.

İmamın önünde elpençe durun,
Hırsızı bırakın, bekçiye vurun.
Nevzat gibileri hep asıl sorun,
Dövmeyen yanıyor, dokunan rahat.

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat

19 Ekim 2011 Çarşamba

Karamanlı Nevzat - Güncel Rahatlama Önerileri

Her türlü durumda kendini kurtar,
Cukkalayıp cuk cuk yapıp rahatla.
İşinden artmazsa, dişinden artar,
Lokmaları cücük yapıp rahatla.

Aklını çelmesin çocukla, karı,
Kredi kartıyla bozma ayarı.
Aç kalırsın sade yersen hıyarı,
Yoğurtlayıp cacık yapıp rahatla.

Tüccarsan aç gözü Çin'den kot getir.
Berbersen sokaktan keli tut getir.
Kars'tan, Erzurum'dan karkas et getir,
Satamazsan sucuk yapıp rahatla.

Kimseyle paylaşma tatlı aşını,
Yardım isteyene kaldır kaşını,
Anlamlı anlamlı salla başını,
Dilin ile cık cık yapıp rahatla.

Olmayasın sakın karagün dostu,
Farzet ki yakının anlamsız küstü.
Ele geçirince kaptırma postu,
Kesip biçip gocuk yapıp rahatla.

Vergi güncellenir; sıkma canını,
Emecek değilya devlet kanını.
İktidara yanaş, yükselt şanını,
Tahsildarı mucuk* yapıp rahatla.

Kılık kıyafete besleme haset,
Sil gitsin devrimi olmuşsa bir set.
Çarşafa dolansın varsın siyaset,
Muhalifi gıcık yapıp rahatla.

Nevzat'ı kendinden akıllı sanma,
İster inan ona, ister inanma.
Topluma yararım yok diye yanma,
Üçbeş tane çocuk yapıp rahatla.

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
*Mucuk: Oyunda ebe.

14 Ekim 2011 Cuma

Karamanlı Nevzat - Organize Gizli İşler

Katladılar yolsuzlukta hüneri,
Her kapıdan giriyorlar gizlice.
Hırsızlığa alet edip feneri,
İşlerini görüyorlar gizlice.

Soyguna, hortuma dini kaplayıp,
Geçiyorlar yasalardan hoplayıp.
Cami avlusunda para toplayıp,
Vakıf, şirket kuruyorlar gizlice.

Avanağa atıyorlar çengeli,
Zengin, fakir yoluyorlar dengeli.
Yardımlaşa geçiyorlar engeli,
Yasakları kırıyorlar gizlice.

Eli uzun bunların en hasının,
İnsafı kalmamış daniskasının.
Tekerlere çomak sokan basının,
Defterini dürüyorlar gizlice.

Gerçekleri haykıranı susturup,
Boğuyorlar bir köşeye kıstırıp.
Muhalife beyaz bayrak astırıp,
Kara leke sürüyorlar gizlice.

Hukuk dokundumu bir yerlerine,
Köstebek olurlar birbirlerine.
Korunma ağını tüm kirlerine,
İplik iplik örüyorlar gizlice.

Tanık olduk rezilliğe kaç kere
Vermiyorlar adalette hiç fire.
Kuyrukları sıkışınca bir yere,
Üste şalı seriyorlar gizlice.

Bağlarının ip uçları sarkıyor,
Görevliler güçlerinden korkuyor.
Yasa bile şerlerinden ürküyor,
Ortalığı geriyorlar gizlice.

Organize işler bunlar bir çeşit,
Aman Nevzat ne gör bunu, ne işit.
Gönüllüce veriyorsa her reşit,
Cennet ile sarıyorlar gizlice.

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat

16 Ağustos 2011 Salı

Karamanlı Nevzat - İşler Tıkırında!..

Acı acı gerçekler toz pembeye boyandı,
Görüleni saymazsak tüm işler tıkırında.
Bileğlenmiş bıçaklar ta kemiğe dayandı,
Kırılanı saymazsak tüm işler tıkırında.

Satılandan çoğunu dışardan alıyoruz,
Cari açık büyüyor, batağa dalıyoruz.
Faizi ödüyoruz, hep borçlu kalıyoruz,
Verileni saymazsak tüm işler tıkırında.

Tele-kulak her taraf, mahreme giriliyor,
Yandaş olan medyaya bilgiler veriliyor.
Özel olan ne varsa ortaya seriliyor,
Serileni saymazsak tüm işler tıkırında.

Teröre kurban verdik kaç ana kuzusunu,
Bunlar etkilemiyor ne yazık bazısını.
Yüreğinde duymazsan şehidin sızısını,
Vurulanı saymazsak tüm işler tıkırında.

Adalet terazisi sallanıyor yargıda,
Hukuk  yaralanmıştır, herbir yanı sargıda.
Suçunu bilmeyenler şaşırıyor sorguda,
Sorulanı saymazsak tüm işler tıkırında.

Kimisi laikliği delmeye çalışıyor,
Karanlık, üstümüze gelmeye çalışıyor.
Kimisi bu vatanı bölmeye çalışıyor,
Yarılanı saymazsak tüm işler tıkırında.

Muktedirin yakını sınavdan muaf oldu,
Laiklik düşmanları birdenbire affoldu.
Terfiler şaşırtıyor, tayinler tuhaf oldu,
Sürüleni saymazsak tüm işler tıkırında.

Mazlum halklar dünyada çıkış yolu arıyor,
Lâkin tertip kurulmuş, her yol ona varıyor.
Emperyalist devletler başa bela sarıyor,
Sarılanı saymazsak tüm işler tıkırında.

Hakkına sahip çıkan söküp hava alıyor,
Söke söke alınca sonra pişman oluyor;
Örümcek ağındaki sinek gibi kalıyor,
Örüleni saymazsak tüm işler tıkırında.

Bizim dilden anlamaz ironiye uzaklar,
Alır götürür bizi, dam altına kızaklar.
Nevzat senin önünde çeşit çeşit tuzaklar,
Kurulanı saymazsak tüm işler tıkırında.

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat

4 Ağustos 2011 Perşembe

Karamanlı Nevzat - Uyanmayan Büyüklere Ninni

Ninnilerle güzel güzel uyudun,
Uyanmadan dalıp dalıp uyu sen.
Yata yata kabak gibi büyüdün,
Hareketsiz kalıp kalıp uyu sen.

Vaadler yatağa bağlattı seni,
Yalanlar beyninden dağlattı seni,
Yaşamın gerçeği ağlattı seni,
Düşlerinde gülüp gülüp uyu sen.

Kimisi sömürsün hep kana kana,
Kimisi terörle kıysınlar cana.
Bir hırka, bir lokma yetiyor sana,
Sadakayı alıp alıp uyu sen.

Doğru söyleyenin dili tutulsun,
Aydınlar toplanıp hapse atılsın.
Vatanın toprağı, taşı satılsın,
Tapuları delip delip uyu sen.

Aklını yorma sen, canını sıkma,
Gözünü açma sen, uykudan bıkma.
Egemenin buyruğundan hiç çıkma,
Borusunu çalıp çalıp uyu sen.

Uyanma, ankebût üstünde kalsın;
Seni uyuşturan korkular salsın.
Dindar geçinenler fenerle çalsın,
Olanları bilip bilip uyu sen.

Yan gelip yatmaya alıştın belli,
Ya da kayıt dışı çalıştın belli.
Mide, bağırsaktan oluştun belli,
Alttan gazı salıp salıp uyu sen.

Uyurken gün gelir kıçın açılır,
Korkulu rüyada saçın açılır.
Uyanırsan belki için açılır,
Sözlerime gelip gelip uyu sen.

Nevzat özgür, ödeyecek diyet yok,
Bizde öyle uyutana biat yok.
Belli sende uyanmaya niyet yok,
Bir bahane bulup bulup uyu sen.

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
* Ankebût: Örümcek. Rüyada korku veren yaratık.

27 Haziran 2011 Pazartesi

Karamanlı Nevzat - Egoist Portresi

Yeteneği sınırlı, başarısı hiç yoktur,
Lâkin adam çok şanslı, başında hep taç kalır.
Yiğitlere sadisttir, yalakası pek çoktur,
Maskesi değişse de elinde kırbaç kalır.

Yaşı yetmişi geçti, aynen böyleydi dün de,
Karakteri egoist, hırsı aklın önünde.
Koltuk tabut ister bu korkarım öldüğünde,
Gözü toprakla doyar, ruhu yine aç kalır.

Ünün peşinde adam, farkında değil unun,
Uçkuru gevşek malûm, adı zampara bunun.
Umurunda değildir çok rezil olduğunun,
Biz buna arsız desek, üstümüzde suç kalır.

Kimine iticidir, kimine göre câzip,
Ne zaman yenik düşse kurar hemen bir hizip.
Yeteneksiz, yol bulur bunun ardında gezip,
Câmi versen bunlara geriye bir haç kalır.

Nevzat'ım, böylesine fazla söze gerek yok,
Doldurmalı çukura fakat elde kürek yok.
Çadırı dik tutacak güvenli bir direk yok,
Sağlam direk bulunsa bu yanında hiç kalır.

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat

16 Haziran 2011 Perşembe

Karamanlı Nevzat - Seçim Sonuçları Yorumu

Olana, olacağa birlikte onay verdik,
Kırılıp, dökülmeye ya sen razı ya da ben.
Milli irademizi fifti fifti gösterdik,
Eğilip, bükülmeye ya sen razı ya da ben.

İşsizlik dert değilmiş, bunu kabul ettik biz,
İthal kurban keserek, angusları güttük biz.
Çılgın projelerle uykulara yattık biz,
Düşlerde ekilmeye ya sen razı ya da ben.

Ekonomi fıstıkmış, ilaç gibiymiş zamlar,
Kazanç akmasa bile, yardım paketi damlar.
Tehditle korkutuldu koca koca adamlar,
Ümüğü sıkılmaya ya sen razı ya da ben.

Herkes halinden memnun, numaradan ağlarmış,
Esnaf sahte hacizden karaları bağlarmış.
Emekli yakınırken iktidarı yağlarmış,
Keyiften yıkılmaya ya sen razı ya da ben.

Şaibeli sınavlar kötü şakaymış meğer,
İnsan isyan ederdi gerçek olsaydı eğer.
İşçi, köylü, memura verilmiş demek değer,
Acınıp bakılmaya ya sen razı ya da ben.

Basılmamış kitaptan fikirler sorgulandı,
Belaltı işler için kasetler kurgulandı.
Dik başlıya ceza var, iyice vurgulandı,
Hapise tıkılmaya ya sen razı ya da ben.

Alevilik, sünnilik tartılara vuruldu,
Etnik köken üstünden nice hesap soruldu.
Büyükler sinirlendi, sorulardan yoruldu,
İtilip, kakılmaya ya sen razı ya da ben.

Terör başat etkenmiş, neleri esir aldı,
Fikrini söyleyende silinmez kusur kaldı.
Muhalif susturuldu, yandaşlar cesur oldu,
Ortadan çekilmeye ya sen razı ya da ben.

Kardeş dediklerimiz artık düşmandır şimdi.
Bize güvenen yandı, belki pişmandır şimdi,
Uluslar arasında dostu inandır şimdi,
Sözünden çıkılmaya ya sen razı ya da ben.

Çıkarı gözetenler güce biat ediyor,
Böyle gelmiş bu işler, yine böyle gidiyor.
Nevzat senin sözlerin asma dalı buduyor,
Usanıp, bıkılmaya ya sen razı ya da ben.

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat

18 Mayıs 2011 Çarşamba

Karamanlı Nevzat - Hayaldi Gerçek Oldu

Baykuşlar kumru gibi, kargalar bülbül gibi,
Şakıyarak öttüler, hayaldi gerçek oldu.
Gerçekler hayalleşti, yalan örttü tül gibi,
İşe hile kattılar, hayaldi gerçek oldu.

Sadakayla karınlar doyuruldu çok şükür,
Zil takıp oynadılar, mutlu oldu tüm fakir.
Cepte para yoksa da, mutfak olsa tamtakır,
Oylarını attılar, hayaldi gerçek oldu.

İşi gücü olmayan boşa bekledi rızık,
Akla şifa vermiyor yenilen onca kazık.
Kaval maval dinleyen sürüleşti ne yazık,
Koyun gibi güttüler, hayaldi gerçek oldu.

Devletin malı mülkü satıldı yabancıya,
Ülkesini sevenler katlandı bu sancıya.
Yolcular alacaklı, borç çıkardı hancıya,
Hanı yağma ettiler, hayaldi gerçek oldu.

İnşaat devletleşti, lojmanlar özelleşti,
Kıyılar parsellendi, tatiller güzelleşti.
Kimler müteahhitle anlaşarak elleşti?
Yapıp yapıp sattılar, hayaldi gerçek oldu.

Doğulular alıştı sefaları sürmeye,
Şimdi daha hazırlar Avrupa'ya girmeye.
Başlıklar cepte kaldı, berdelleri görmeye,
Uçak ile gittiler, hayaldi gerçek oldu.

Gençleri okullarda susturmak caiz oldu,
Helâl yiyen yurttaşı kusturmak caiz oldu.
Zulme baş kaldıranı bastırmak caiz oldu,
Hapislerde yattılar, hayaldi gerçek oldu.

Padişahlık geliyor, belirdi işaretler,
Liboşlar tezgahlıyor, döküldü maharetler.
Laikliğe sövgüler, orduya hakaretler,
Atatürk'e çattılar, hayaldi gerçek oldu.

Ülkesini sevenler karaları bağlarken,
Yandaş gülsün oynasın, iktidarları varken.
Çocuklar oyuncakla avutuldu ağlarken,
Nevzatlar hep yuttular, hayaldi gerçek oldu.

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat

16 Mayıs 2011 Pazartesi

Karamanlı Nevzat - Köpek Taşlaması

Yüksek tepelere bağlanan köpek,
Altta gördüğüne zevkine havlar.
Sahibi ipini yapmışsa ipek,
Keyiflenir öyle, hep sinek avlar.

Terbiye etmeden alırsan iti,
Herşeyi yalayıp kanlanır biti.
Sahibe de hırlar koyarsa seti,
Başı boş olursa, onu da tavlar.

Kağnı gölgesini benimser zübük*,
Yalı veriliyor, iyimser zübük,
Bazen zağarlığı** anımsar zübük,
Sağa sola saldırarak havhavlar.

Nevzat it taşlamaz, sever hayvanı,
Yeter ki had bilsin, sıkmasın canı;
Salyasıyla kirletirse her yanı,
Günah bizden gider, taş yer miyavlar.

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat

*Zübük: Kağnı gölgesini kendi
gölgesi sanan köpek.
**Zağar: Uyuz köpek.
Not: Bu taşlamanın insanlarla
hiçbir ilişkisi yoktur.

12 Mayıs 2011 Perşembe

Karamanlı Nevzat - Badem Portresi

Bir portre çizeceğim, kimliği bende saklı,
Havva'dan elma yiyen Adem'i hatırlatır.
Pantalon giyer ama, uçkurda kalmış aklı,
Görünüşü o yüzden  son demi hatırlatır.

Ortaçağ'da uyurken; demokrasi sayıklar,
Harama el uzatır, helâl gibi ayıklar.
Malûm kalıp içinden çıkmış gibi bıyıklar,
Yüzüne bakar bakmaz, bademi hatırlatır.

Çıraklıktan kurtuldu, oldu şimdi bir usta,
Allâme-i cihandır, konuşur her hususta.
Lâkin, güçlü önünde bazen durunca susta,
Torpille kazanılmış kıdemi hatırlatır.

Ahlâktan söz ederken, gıybetten medet umar,
Şans topu ayağında, hayatı oyun, kumar.
İnsanlık âleminde sanki başka bir damar,
Adamlık tartısında cudamı hatırlatır.

Yüzünde sahte gülüş, ya da donuk duygular,
Tavrına yakışmıyor çakma olan saygılar.
Her hileye vâkıftır, her tertibi uygular,
Yürürken oyun eden kademi* hatırlatır.

Nevzat senin sözlerin ne çaredir, ne hüner,
Kimi öfkelendirir, kimin içine siner?
Keser döner, sap döner; gün gelir hesap döner."
Diyerek umut veren dedemi hatırlatır.

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
* Kadem: ayak.

4 Mayıs 2011 Çarşamba

Terzi Fikri Sönmez'i Anıyoruz

4 Mayıs 1985'te kalpten öldüğünde, arkadaşları inanamamıştı. Oysa beş yıla yakın hapis hayatı ve gördüğü ağır işkencelerdi ölümüne neden olan.

Onca devrimci geldi geçti. Onu diğerlerinden ayıran neydi? Herkes için hayal ya da uzak bir hedef olan "devrim"i o Fatsa'da elle tutulur gözle görülür hale getirebilmişti. Devrimi gerçekleştirmişti, farkı buydu.

1965 yılına kadar maçlara gittiğini anlatıyor eşi. Bu yıl devrimci fikirlerle tanışmış, TİP ilçe yönetimine girmişti. 1971'de Mahir'in kaçırılmasında payı olduğu iddiasıyla yargılanıp iki yıl hapis yattı.

12 Mart'ın kara bulutları '77'lerde dağılırken, tüm ülkede devrimci hareket yükseliyordu. Fikri Sönmez Fındıkta Sömürüye Son mitinglerinde sözü aldığında meydan canlanıyor, hop oturup hop kalkıyordu. Çünkü o halkın sorunlarını çözümlemiş, geçmiş senelerde halka rakamlar vermiş ve hep haklı çıkmıştı. "Devrimciler size hiç yalan söyledi mi" diyordu. Kaldırım kenarından dinleyenler meydana doğru geliyor, meydan kalabalıklaşıyordu.

Dev-Yol'cuydu Terzi Fikri ancak 1979 ara seçimi geldiğinde sırf Dev-Yol'un değil tüm solun ortak adayıydı. Hatta bir iki ay çalışmadan sonra Adalet ve Milli Selamet partilerinden bile oy aldığını rakamlar gösteriyordu. Tüm partilerin aldığından çok oy almıştı.

Terzi Fikri'nin şu ölüm yıldönümünde belediyede başardıklarından, gerçek demokrasi örneği mahalle komitelerinden, Çamura Son Kampanyası'ndan, kültür sanat etkinliklerinden bahsetmeyeceğim. Ancak 2000'lerde yapılan söyleşide 80'lik bir amcanın "O bizi 60'ından sonra solcu yaptı" demesini unutmayacağım. İşte onun yaptığı hizmet ve demokrasi anlayışının sonucu buydu. Bir solcunun nasıl olması gerektiğini gösterecek olan da budur.

Adını anmaya değmeyeceklerin Temmuz 1980 operasyonlarını da anlatmayacağım. Ancak eşi gibi bana da en çok koyan selasının yarıda kesilmesi, müslüman değil iddiasıyla cenaze namazının engellenmeye çalışılmasıdır.
O yenildiği için değil, yendiği için bunlara layık görüldü. Parababalarının, tefecilerin, karaborsacıların düzenini başlarına yıkmak, halkın çıkarıyla bunların çıkarlarının nasıl çakıştığını kanıtlamak, bunlarsız da yaşamanın mümkün olduğunu göstermek parababasının, tefecinin, karaborsacının ve bu düzenin silahlı zorbalarının kabul edebileceği birşey miydi?

Ama gün gelecek, bu ülkede Terzi Fikri aşılacaktır. Bu halk kendi kendini asalaklara muhtaç olmadan yeniden yönetecektir. O gün biz Terzi Fikri'nin başkan seçildiği 14 Ekim'leri bayram olarak kutlayacağız.

Işıklar içinde yat büyük önder Terzi Fikri Sönmez.
--
Barış Özel

29 Nisan 2011 Cuma

2005'te Yazdığım Bir Manzume

Ben zamanım, benle akar hep zaman
Havada uçan kuşladır her an
Kanadımı kırmaktır yapabildiğim
Özgürlüğü anlar kuşlara bakan

Yalnızca zamana tutsağız dostum
Aynı anda herşeyi yaşayamazsın
Tercihlerdir taşıyan yarına bizi
Gelip geçen zamanı suçlayamazsın

Pişmanlık anlamsız yaşanan için
Gelip geçen günlere ah ediyorsan
Geç elbet hiçten erkendir derim
Henüz gitmemiş de bekleniyorsan


Not: Ozan Necip Fazıl'ın "Zaman"la ilgili yazdıklarına karşılık olarak...
Barış Özel

26 Nisan 2011 Salı

Karamanlı Nevzat - 'Eşref-i Mahluk' Soruları

Garba giden yolda şarka yönelip
Gitmeyi sever mi eşref-i mahluk?
Hırsızı bırakıp, bekçiye gelip,
Çatmayı sever mi eşref-i mahluk?

Üç torba kömüre vekil seçerek,
Onuru çiğner mi avuç açarak?
Bir koyup üç alıp kapıp kaçarak,
Ütmeyi sever mi eşref-i mahluk?

Her zaman başı dik, açık mı alnı?
Eliyle iter mi peşkeş yalını?
Kaçak evler yapıp kamu malını,
Yutmayı sever mi eşref-i mahluk?

İhale yoluyla köşe döner mi?
Ortamına göre yanıp söner mi?
Soygun trenine sessiz biner mi?
Ötmeyi sever mi eşref-i mahluk?

Toprağını kaptırır mı sellere?
Vatanını döndürür mü çöllere?
Atatürk'ün mirasını ellere,
Satmayı sever mi eşref-i mahluk?

Kaç karı nikahlar Arabi huyla?
Yasayı çiğner mi din duygusuyla?
Torunu yaşında kız çocuğuyla,
Yatmayı sever mi eşref-i mahluk?

Kime güven, destek vermişti dünde?
Arazi olur mu gereken günde?
Kendini ezeni başın üstünde,
Tutmayı sever mi eşref-i mahluk?

Var mıdır şifresi, modu medyanı?
Neden desteklidir öyle her yanı?
Meralarda hep asalak hayvanı,
Gütmeyi sever mi eşref-i mahluk?

Nasıl şereflenir, nedir oranı?
Şerefsiz mi olur uçta duranı?
Kenarda, köşede hesap soranı,
İtmeyi sever mi eşref-i mahluk?

Ne mutlu insanım, vermem sıramı,
Eşref-i mahlukat deşti yaramı.
Nevzat merak eder, mala haramı,
Katmayı sever mi eşref-i mahluk?

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
Not: Bu taşlama, "Ortalama Türk soruları" adlı taşlamamız temel
alınarak yazıldı.

21 Nisan 2011 Perşembe

Karamanlı Nevzat - Tezekten Terazi

(Namdar Rahmi Karatay'ı saygıyla anarak)

Ne günlere kaldık biz, hırsızlar bekçi oldu,
Dikiş tutturamayan şimdi yelekçi oldu.
Karpuzu sele veren gayri kelekçi oldu,
Bostan eken görmüyor, tarla mı bu, dere mi?
Tezekten terazinin ne olur ki dirhemi?

Yalakalar yalanla her engeli aşıyor,
Yaladıkça hızlanıp zirveye ulaşıyor.
Doğruyu söyleyenler düz ovada şaşıyor,
Yazana soruyorlar, nokta mı var, tire mi?
Tezekten terazinin ne olur ki dirhemi?

Doğru olan Davut'un başını soktuk dama,
Yırtık olan pezevenk, hãlã tutuyor yama.
Hep bunlar görünüyor, yapıştı tele-cama,
Vantuzlu yaratıklar, çekirge mi, pire mi?
Tezekten terazinin ne olur ki dirhemi?

Hakkın gözetlenmesi sahtekãra emanet,
Siyasete payanda artık dinle diyanet.
Çalgı çengi içinde alkışlanır hıyanet,
Başı yağır olanın katrandandır merhemi,
Tezekten terazinin ne olur ki dirhemi?

Doktor, hasta performans için görüşür oldu,
Şifreli sınavlarda kopya yarışır oldu.
Eğitimde, sağlıkta işler karışır oldu,
Sabırdan uyuz olan çare görür veremi,
Tezekten terazinin ne olur ki dirhemi?

Neler neler değişti, sanki bir deprem oldu,
Feneri deniz yuttu, minareler kayboldu.
Nevzat buna şaşırdı, çalanlar kılıf buldu,
Doldurulan kasalar küp mü oldu, küre mi?
Tezekten terazinin ne olur ki dirhemi?

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat

15 Nisan 2011 Cuma

Karamanlı Nevzat - Sehven Yazılmış Dizeler

Sehven gelir dünyaya başa bela olanlar,
Ayağa kalkar kalkmaz sokağa çıkar sehven.
Serseri mayın olur denetimsiz kalanlar,
Masumların canını bilmeden yakar sehven.

Mazlumu suçlayanlar, güzel tuzak kuruyor,
Adamlar, hedefleri onikiden vuruyor.
Katilin hesabını maktulünden soruyor,
Bu sistem zanaltına suçsuzu sokar sehven.

Sınavlarda sorular yanıtlara göz kırpar,
İstenmeden yapılan şifreler göze çarpar.
Tatmin olur büyükler, rezilliğe el çırpar,
Kirliyi süslü sanır, temizi yıkar sehven.

Dalavere yok ama, hesap karışır bazen,
Haydan gelen nemayı dostlar bölüşür bazen.
Hırsız, polis, jandarma, savcı görüşür bazen,
Hakim bazen suçsuzu hapise tıkar sehven.

Armutlarla, elmalar toplandı bunu gördük,
Paslı demir altınla kaplandı bunu gördük,
Pislik dolu geçmişten hoplandı bunu gördük,
Parfüm etki etmezse arada kokar sehven?

Akıl sır ermez buna, nasıl döner gizli çark,
Fırıldak çevirenle nedir aramdaki fark?
Herkes oyun peşinde, hayat sanki lunapark,
Nevzat dönen dolaba şaşırıp bakar sehven.

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat

29 Mart 2011 Salı

Kızıldere Savaşçıları Ölümsüzdür

ON’LAR YILMADI, BİZ DE YILMAYACAĞIZ!ON’lar on yiğit gençtiler… On yiğit       devrim savaşçısı… Yüreği vatan aşkıyla, halk aşkıyla, devrim aşkıyla çarpan on fidan… MAHİR ÇAYAN, HÜDAİ ARIKAN, CİHAN ALPTEKİN, NİHAT YILMAZ, ERTAN SARUHAN, AHMET ATASOY, SİNAN KAZIM ÖZÜDOĞRU, SABAHATTİN KURT, ÖMER AYNA, SAFFET ALP…
     Parababaları devleti ve 12 Mart Faşizminin Amerikancı-goril generalleri tarafından katledildiler Kızıldere’de. 30 Mart 1972’de gerçekleştirilen bu alçak katliam Tarihe, “Kızıldere Katliamı” olarak yazıldı.
    Aynı alçaklar bir süre önce de Devrimci Gençlik önderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Hüseyin İnan’ı idama mahkûm etmişlerdi. 6 Mayıs’ta bu hainliği uygulamaya koyacaklar, üç fidanı darağacına götüreceklerdi. Yoldaşlarının bu hainler sürüsünün elinde olması ağır geldi Mahirler’e. Onları kurtarmak için düştüler yola, sarıldılar halk aşkıyla silaha.
      Ne var ki kesildi y olları Tokat’ın Niksar İlçesine bağlı Kızıldere Köyü’nde. Kaldıkları köy ve ev binlerce komanda tarafından kuşatıldı, üç tam teçhizatlı helikopterle birlikte. Parababaları böyledir işte… Bırakalım on yiğit devrimciyi, tek bir devrimcinin cansız bedeni bile onları korkudan tir tir titretmeye yeter de artar. Hain aynı zamanda korkak olur. Katliam günü Mahirler’in, Denizler’in idamını engellemek için kaçırdığı İngiliz teknisyenlerle görüşme isteği, katliamcılarla yapılan pazarlık sonucu, Mahirler tarafından kabul edilir. Bu görüşmeyi sağlamak için çatıya çıkan, aralarında Mahir’in de bulunduğu gruba ağır silahlarla aniden yoğun biçimde ateş edilir. Açılan ateş sonucu Mahir, başından aldığı altı kurşunla oracıkta kahramanca can verir. Tabiî çatışma sonunda, bir kişi dışında yoldaşları da aynı kaderi paylaşır. Direnerek, savaşarak, kahramanca yoldaşları ve halkları için ölüme yürürler. Yaralanan devrimciler ise kurşuna dizilir.Kızıldere şehidi on devrimcinin yüreğindeki bu inanç, inandıkları değerlerden, benimsedikleri ideolojiden kaynaklanıyordu.
    ON’lar, halkımızın deyimiyle devrimcinin daniskasıydılar. Marksist-Leninist ideolojiye sıkı sıkıya bağlıydılar. Gençliklerinden ve devrimci heyecanlarından kaynaklanan bir takım muğlâk tahliller yapsalar da bu yüce ideolojiyi Türkiye topraklarına da uyarlamaya çalışmışlardı. Bugün Mahirler’in devamcıları olduklarını iddia eden Sevr’ci Soytarı Sahte Solculardan farklı olarak ON’lar olmazsa olmaz üç devrimci ilkeyi benimsemişlerdi; Antiemperyalizm–Antifeodalizm–Antişovenizm. Bugün, Denizler de dâhil olmak üzere 68 kuşağının yüce mirasını istismar ederek kendi teorik çapsızlıklarını perdelemeye çalışan Sevr’ci Sahte Solcuların ne Denizler’le, ne Mahirler’le, ne de Türkiye Devrimci Hareketinin geleneğiyle en ufak bir ilgileri kalmamıştır. Bunu en iyi ON’ların yaşamı ve savundukları tezler kanıtlar:
     ON’lar ABD emperyalizmine ve o zamanın Avrupa Birliği olan Avrupa Topluluğu’na karşıydılar. Vatan topraklarını pis varlıklarıyla kirleten ABD 6. Filo’sunun Yankeelerini tekme tokat denize döktüler. Avrupa Topluluğu’na karşı, “Onlar ortak biz pazar” sloganını haykırıyorlardı. Bugünkü sahte solcular gibi emperyalistlerin umut kaynağı olmadılar, proje adı altında AB fonlarından beslenip Soros Devrimciliği yapmadılar.
    ON’lar şeriatçılığa, din devletine, yeşil kuşakçılığa, karşıydılar. İdeolojisi din olan Tefeci-Bezirgân Sermayeyi “tefeci-tüccar”, “feodal-mütegallibe” gibi kavramlarla tanımlayarak Ortaçağcı İrticanın sınıf temelini gördüler, bunlara karşı mücadele ettiler.Aynı zamanda ON’lar Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkının gerçek birer savunucusu oldular. Kürt Meselesinde bugünkü sahte solcular gibi emperyalistlerin ikinci bir İsrail yaratmak için ortaya koyduğu sözde çözümü değil, bin yıldır bir arada yaşayan Türk ve Kürt halklarının gerçek birliğine hizmet edecek devrimci çözümü savundular.ON’lar bugünkü sahte solcular gibi 27 Mayıs’a darbe demediler. Politik Devrim olarak nitelediler 27 Mayıs’ı.“Altyapıda, Amerikan Emperyalizminin ülkedeki varlığından dolayı, radikal ve köklü değişikliklere gidemeyen 27 Mayıs Devrimci Yönetimi, üstyapıda, oldukça köklü ve radikal dönüşümler sağlamıştır. “İşte bu niteliğinden dolayı 27 Mayıs’a Politik Devrim demekteyiz.” (THKP-C Savunma)
      ON’lar bugünkü sahte solcular gibi emperyalistlerle ağız  birliği ederek Mustafa Kemal ve Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaşımıza saldırmadılar, onlara sahip çıktılar.“Dünyanın ilk zaferle biten Halk Savaşını sürdüren Kuvayı Milliye’nin yönetici kadrosu sosyalist değildi, ama sapına kadar ihtilalciydi.“Milli Kurtuluşçu bir tutum yansıtması açısından bizler sapına kadar Atatürkçüyüz. Onun milli kurtuluşçuluk bayrağını, hayatımız da dahil, her şeyimizi ortaya koyarak biz dalgalandırıyoruz.” (THKP-C Savunma)
      ON’lar bugünkü sahte solcular gibi ordu düşmanlığı yapmadılar. Ordu Gençliği’mizin Devrimci Geleneğini biliyorlardı.“Türk Ordusu’nun geleneğinde emperyalizme karşı, dünyada zaferle sonuçlanmış olan ilk Milli Kurtuluş Savaşı yatmaktadır. Genellikle halk çocuklarından oluşan Türk subaylarının çoğunluğunun karakterini belirleyen antiemperyalizm, milliyetçiliktir.” (THKP-C Savunma)
    Kahraman devrimci Mahir Çayan ölüme ramak kala dahi Ordu Gençliği’mizin bu yönünü unutmuyor, teslim ol çağrısına karşı megafondan şöyle haykırıyordu:
Asıl siz teslim olun. Kahrolsun emperyalizm, yaşasın tam bağımsız Türkiye. Sıradan askerleri geri çekin, üst düzeyler gelsin.
    Kısacası ON’lar gerçek devrimcilerdi. Bilimlerinin, bilinçlerinin ve yüreklerinin emrettiği gibi devrimci kavganın en ön saflarında dövüştüler ve gözlerini kırpmadan, kahramanca kendilerini Türkiye Halklarına feda ettiler. ON’ların geleneğinin, devrimci mirasının devamcıları ise proletarya Sosyalistleridir, Gerçek Devrimcilerdir. Başta Kızıldere Katliamı olmak üzere Parababalarının yaptığı tüm katliamların hesabını soracağız. Halklarımızla el ele verip Demokratik Halk İktidarına yürüyeceğiz ve en nihayetinde insanlığın göz bebeği sosyalizmi kuracağız. Tüm insanlığa ve halklara sözümüzdür. 30.03.2011 
Devrim Şehitleri Ölümsüzdür!
Kızıldere’nin hesabını soracağız!
Kahrolsun AB-D emperyalistleri ve yerli işbirlikçiler!
Kahrolsun Faşizm!
Yaşasın Tam Bağımsız, Gerçekten Demokratik ve Laik Türkiye!
 HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ
GENEL MERKEZİ 
  http://www.kurtuluspartisi.org/index.php?option=com_content&task=view&id=542&Itemid=1

Karamanlı Nevzat - 21. Yüzyılda Haçlı Seferi

Bu yüzyılda yine Haçlı Seferi,
Mazlumlara bile bile saldırdı.
Şimdi oldu demokrasi neferi,
İnsanlığı sile sile saldırdı.

Halk içine soktu fitne, fesatlar,
Kaleler yıkıldı, çöktü tüm setler.
Çoluk, çocuk parçalanmış cesetler,
Arkasında kala kala saldırdı.

Bahaneyle sistemleri durdurdu,
Masum halkı birbirine kırdırdı.
Uluslararası tezgah kurdurdu,
Bir yolunu bula bula saldırdı.

Silahını bağımsıza döndürdü,
Yeni bayrak çekti, bayrak indirdi.
Yurtseveri yalanlarla sindirdi,
Üstesinden gele gele saldırdı.

Mabetleri yaktı, yıktı füzeler,
Yağmalandı hazineler, müzeler.
Haçlı kafa ilkesini tazeler,
Bakın yine çala çala saldırdı.

Müslümanın ezmek için başını,
Taş üstünde bırakmadı taşını.
Görmeyerek gözündeki yaşını,
Ağlayana güle güle saldırdı.

Çağdaş haçlılara Nevzat tanıktır,
Emperyalist olan gerçek sanıktır.
Vatanı sevenin bağrı yanıktır,
Yüreğine dala dala saldırdı.

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat

22 Şubat 2011 Salı

Karamanlı Nevzat - İleri Demokrasinin Şifreleri

Ezilenler ölüp gitse ağrıdan,
Sarmaya korkuyor bu demokrasi.
Hırsızlara çaldığını doğrudan,
Sormaya korkuyor bu demokrasi.

Muhalifi ezer, yandaşı korur,
Hak isteyenlere coplarla vurur.
Özgürlük kapısı önünde durur,
Girmeye korkuyor bu demokrasi.

Kurttur, bürünüyor kuzu postuna,
Ortamı sisliyor, hem de  kastına.
Mazlumu ezerken, zalim üstüne,
Varmaya korkuyor bu demokrasi.

Ayrışmaya fırsat, olanak tanır,
Birlik isteyeni düşmanı sanır.
Kültürler yaklaşsa bundan utanır,
Karmaya korkuyor bu demokrasi.

Demokrat ne derse yaşar tersini,
Çağdaşlığa karşı dinmez hiç kini.
Despota gereken hukuk dersini,
Vermeye korkuyor bu demokrasi.

Gücü yeten yetmeyeni sömürür,
Asalaklar hortumlayıp semirir.
Kara sesler laikliği kemirir,
Görmeye korkuyor bu demokrasi.

Eğer denk gelirse boyu enine,
Hesapları atar mahşer gününe.
Suçluları adaletin önüne,
Sürmeye korkuyor bu demokrasi.

Seçenekler sağlar moda giyene,
Kulağını tıkar açım diyene.
Sadakaya karşı oy isteyene,
Vurmaya korkuyor bu demokrasi.

Nevzat taş yetişmez, bul sen bir kaya,
Ancak etki eder Nato kafaya.
Baronların pisliğini ortaya,
Sermeye korkuyor bu demokrasi.

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat

13 Ocak 2011 Perşembe

Karamanlı Nevzat - İnadına İçeceğim

Ne içki, ne sigara, ne kumarım var benim,
Madem yasak koydular, inada içeceğim.
Harama karşı oldu beynim, ruhum, bedenim,
Neyzen gibi, Sırat'tan sarhoşken geçeceğim.

Zalim, hırsız, uğursuz ayık olsa ne yazar,
Belki üç yıl çok yaşar, onun da sonu mezar.
Bunlardan dost seçemem, yoluma kuyu kazar,
Adam gibi içeni, sarhoşu seçeceğim.

Aşk şarabı içmiştir Yunus Emre, Mevlâna,
Ben onlara hayranım, gönlüm onlardan yana.
Ham sofuya nispetse, içerim kana kana,
Bir şişeyi bitirip, birini açacağım.

Gönül dostu olanlar kalbi kırmaz bilirim,
Fazlaca şarhoş olsa ben hakkından gelirim;
Onu yalnız bırakmam, her önlemi alırım,
Sahtekâr ayık ise ben ondan kaçacağım.

Ekseni kaydırdılar, hem de göz baka baka,
Nevzat doğru söylüyor, sanmayın bu bir şaka.
Şimdi çok ucuzladı kaypak, korkak, yalaka,
En yüksek değeri ben mertliğe biçeceğim.

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat

6 Ocak 2011 Perşembe

Karamanlı Nevzat - Devlete Hayranlık Destanı

Canileri başıboş bırakmışsın devletim,
Adaletine kurban, izanına hayranım.
Şimdi sana duacı mazlum, mağdur ve yetim,
O adil yasaları yazanına hayranım.

Hak isteyen işçiler ne güzel dövülüyor,
Öğrenciler okulda gazlarla seviliyor.
Memurlar ak sistemin çarkında geviliyor,
Muhalifi hukukla ezenine hayranım.

Hapiste tatildeler çok çalışan yazarlar,
Hasta olanlarına kucak açar mezarlar.
Bize moral veriyor duyduğumuz azarlar,
Nutuk söylerken bile kızanına hayranım.

Açılımlar kökleşti, özerkleşti maşallah,
Bölücüler bölerken adil olur inşallah.
Demokrasi kurtuldu, bizi korudu Allah,
Darbe planlarını bozanına hayranım.

İşsizlik keyif verir, özellikle gençlere,
Varsın çalışmasınlar, okusunlar boşyere.
Yeter ki türban taksın, tespih çeksin bir kere,
Böyle olmayanları ezenine hayranım.

Gelirler kayıt dışı, giderler faturasız,
Sınavlar şaibeli, atamalar kurasız,
Kararlar tek adamdan danışmasız, şurasız,
Bu düzen adil düzen, düzenine hayranım.

Nevzat'ın hayran sana, sev beni devlet baba,
Evlatlığın kanıtı, gördüğün bunca çaba.
Ulus olamadıysak, oluruz gayri tebaa,
Kaderi kara kara çizenine hayranım.

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat