27 Temmuz 2015 Pazartesi

Karamanlı Nevzat - Kemalist Barış Türküsü

‘Savaş bir cinayettir’ zorunlu olmadıkça,
Vatana göz dikene kalkar bizim kolumuz.
Mustafa Kemal gibi çok mecbur kalmadıkça,
Silaha sarılmayız, barış bizim yolumuz.

‘Yurtta sulh, cihanda sulh’, budur temel ilkemiz,
Yeter ki saldırıya uğramasın ülkemiz.
Düşmanlık yoktur bizde, beyin, yürek tertemiz,
Kanı kanla yıkamaz, yara sarar elimiz.

Atatürk izindeyiz, ne dinciyiz, ne kinci,
‘Tek Adam’a inandık, yoktur bizde ikinci.
Ulusal Andımızda anlam bulan bilinci,
Coşkuyla haykırırız, türkü söyler dilimiz.

Tanrı yüreğimize korku, yılgı koymaz hiç,
Yönümüz uygarlıktır, doğrultumuz kaymaz hiç.
Özgürlük karakterdir, biat bize uymaz hiç,
Güçlüye kul olmayız, yoktur bizim kulumuz.

Nevzatlar umut dolu, Kemaller üzülmesin,
Halkımız birlik olsun, hileyle çözülmesin.
Herkes özgür yaşasın, hiç kimse ezilmesin,
Kökümüz kurumasın, kırılmasın dalımız.

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat

10 Temmuz 2015 Cuma

Eğer vatanı kurtarmayacaksanız, örtülerimizi siz örtünün!


Sultanahmet Mitingi 23 Mayıs 1919'da çoğu kadınlardan oluşan 150-200 bin kişinin katılımıyla, İzmir'in işgalini kınamak ve direnişi yaymak için yapıldı. Aşağıda okuyacağınız satırlar Kemal Tahir'in Esir Şehrin İnsanları'ndan alıntıdır. Miting sonrası evli bir çift arasında geçen diyaloğun, erkek tarafından bir arkadaşına aktarılmasıdır.

"... Karıda bir surat. Başını bir tülbentle sarmış. Bu tülbentle baş sarmak son çaresidir. Ya, düşüp hasta olacak, ya da kükreyip dağlara çıkacak. Yemeği konuşmadan yedik. Kahveyi getirdi. “Kahvede içerdim!” dedim.
Karşılık vermedi. Kapının yanına çömeldi. Bu da iyi belirti sayılmaz. O kadar üşeniyordum ki, bütün huysuzluğuma rağmen, haklı, haksız, hiçbir konuda çekişecek gücüm yok.
Kahveyi bitirip kalktım. Yavaşça sordu:
- Nereye, Efendi?
- Kahveye.
- Biraz dinler misin beni sen bakayım!
- Ne var?
- Ben bugün Sultanahmet'e gittim.
- İyi.
- Oraya binlerce kadın toplandı. Nutuk söylediler.
- Ne nutku?
- Nutuk... Biz hepimiz ağlaştık! Akıllı kadınlar, kara bayraklar yapmışlar. Erkeklere “Eğer vatanı kurtarmayacaksanız, örtülerimizi siz örtünün!” diye bağırdılar. Biz ağlaştık. Sade biz değil, aramıza bir de Fransız bahriyelisi karışmıştı. Halimizi görünce gâvur askeri de ağladı. “Dilimizi anlamayan gâvur askeri imana gelirse...” dedim can başımdan sıçradı.
- Peki!
- Bir de “Peki!” diyor, Müslümanlar! Dönüşte Nuri Usta'ya uğradım “Ne olacak!” diye sordum. Anadolu'da dövüşüyorlarmış. Burada, harıl harıl hazırlık varmış. Sırası gelince sana da açılacaklarmış... Sana ne zaman sıra gelecek? Şimdiye kadar bize niye sıra gelmedi bakalım? Gâvur askeri ağlayana kadar... O kadınlar, o kara bayrakları yapıp sokağa çıkana kadar... Söylesene efendi?

Fatma bunları pek yavaş söylediği halde, ben nedense “Bağırma yahu!” demişim. Sonra yalandan çıkıştım:
- Sen öyle nutka falan kulak asma! Hem senin bu işlere aklın ermez...
- Aklım ermez mi? Ne demek! Hemen şimdi Nuri Usta'yı bulacaksın... Şimdi.
- Ne olacak?
- Hazırlık varmış. Hazırlığa karışacaksın... Karışmadın mı, bak sonu fena olur.
- Nasıl fena?
- Artık bilmem... Seni yorgun sayıyorlar. Cephelerde dolanmış da yorulmuşsun. Sen cephelerde yoruldunsa, ben yorulmadım.
- Yani, bu sefer de sen mi gideceksin hatun?
Güler gülmez hata ettiğimi anladım. Fatma ömründe hiçbir gün olmadığı kadar ciddiydi. Kadir'i doğururken bile olmadığı kadar... Yüzüme bir an nasıl baktı? İşte o öfkeli dişi hayvan bakışını asla unutamam. O bakış, içimde çoktan beri uyuyan dövüşçü erkek ruhunu yakasından tutup sarstı. Budala dalgınlıktan ayıldım. Merakla, hatta biraz iğrenerek yüzüme bakıyor, karşılık bekliyordu.

Koşup kucakladım. Bir ağlama tutturdu. Boğulacak... Bir taraftan da: “Git... Hadi... Nuri Usta'ya! Çabuk... Bu geceden tezi yok...” diyordu.

İşte, harp ederken sırtımı dayandığım aşılmaz dağ, demin gördüğünüz o küçücük kadındır. Kadir'in annesi...

-Kadın falan değilmiş kardeşim, adeta bir “millet”miş. ..."

Şimdi şu satırları okuyunca aklıma ilk olarak, birbirini anlayamayan insanlarımız, uzlaşamayan siyasi partilerin tabanlarını oluşturan yurttaşlarımız geliyor. Hadi bizden gözüküp bizi birbirimize düşürenler, bir taraftan vatan, millet, iman edebiyatı yaparken, diğer yandan “Şehitlikler temsili, Kurtuluş Savaşında ölen olmadı” diyebilenler, İngiliz'le baş edilemez diyen, vatanı kurtarmak için parmağını kıpırdatmayan Padişah'ı hasretle anıp kadınlarımızın ayağa kaldırdığı milleti zafere taşıyan Atatürk'ü soyadıyla anamayan zavallı muktedirler, öte yandan tarihin ilk Kürt devletini kurmak için haysiyetli yol aramak yerine, Atatürk İngilizler'in adamıydı yalanlarını uydurma gülünçlüğüne düşenlere gülüp geçelim de, bunların uydurmalarına inanıp da birbirine küsen, kutuplaşan, millet olma özelliğini günden güne yitiren insanlarımıza nasıl üzülmeyelim.

Ben herkes Kemalist olsun demiyorum, ortak tarihte yalan varsa, bunu bulup çıkarmak ve anlatmak her namuslu yurttaşın görevidir. Ancak ortak tarihi, yalanlarla ve tabii ki bilinçli unutturmalarla dolu bir alternatif tarih projesiyle yok etme çabası iyi niyetli olmamanın ötesinde Türk Milleti'ni yıkma çabasıdır.

İsteyen istediği siyasi görüşü savunsun, ancak yalanlarla ortak değerlerimizi çarpıtmasın, yok etmeye çalışmasın.

Barış Özel
10 Temmuz 2015

22 Haziran 2015 Pazartesi

Karamanlı Nevzat - Kadına Saldıran Utanmazlara…

İnsanlar eşittir, ortaktır haklar,
Kadını geriye koyan utansın.
Erkeği, kadına saygısı aklar,
Kadını kölesi sayan utansın.

Kahkaha atarsa kadın suçlanır,
Erkek müsveddesi hafiflik sanır.
Hödükler, insanı giysiyle tanır,
‘Kadın eksik etek’ diyen utansın.

Kadın suçlu, takı takıyor diye,
Dövülür etrafa bakıyor diye.
Yargıda kravat takıyor diye,
Erkeğe merhamet duyan utansın.

Erdemi uçkura bağlayan yırtık,
Ere hovarda der, kadına sürtük.
Namus tellalları susmalı artık,
Kadının sırrını yayan utansın.

Hayat bir yuvadır aşkla girilen,
Sevgidir, saygıdır gözle görülen.
Evlilik bir sözdür eşe verilen,
Verdiği sözlerden cayan utansın.

Kadına aittir ruhu ve teni,
Öldürmek mi lazım sevmezse seni?
Toplumca dışlansın, suçlansın cani,
Kadının canına kıyan utansın.

Erkek bozuntusu her haltı yiyip,
Kadın özgür ise sayıyor ayıp;
Ahlâktır, şereftir, namustur deyip,
Alçak zeminlere kayan utansın.

Kadını kalbiyle sevmekten aciz,
Tutuyor çocuğu ediyor taciz.
Bunların vicdanı edilmiş haciz,
İcranın içini oyan utansın.

‘Doğru benim’ diyor, her kimi ansan,
Mal olup çıkıyor, adamdır sansan.
Bilinsin yaratık, tanınsın insan,
İnsanlık maskesi giyen utansın.

Nevzat söylemesin geri kalanı,
Kadın açıklasın büyük yalanı;
Deşifre etsinler hakkı çalanı,
Hukuk devletini soyan utansın.

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat

19 Haziran 2015 Cuma

Karamanlı Nevzat - 'Halkın Tokadı' Üzerine...

Benim halkım atar oyu, tokadı,
Yoksulluğu üzerinden atamaz.
Tarla, tapan tüketir de takadı,
Ürününü değerinde satamaz.

Razı olur iki torba kömüre,
Eyvallah der şeyhten gelen emire.
Sırtı alışıktır kuru demire,
Rahat rahat döşeklerde yatamaz.

Meydanlarda azarlanır aldırmaz,
Kardeş desen tatlı sözü kaldırmaz.
Ne tuhaftır, saldırana saldırmaz,
Ezenlere tek söz edip çatamaz.

İşsiz kalır sadakaya raz’olur,
Çalış dersen gurur yapar bozulur.
Siyasette soyanlara koz olur,
Yandaşının ellerini tutamaz.

Karar için bilgi ile donanmaz,
Özgürlüğü vadedene inanmaz.
Terörü, faşizmi tehlike sanmaz,
Tatlı dili, güler yüzü itemez.

Gerçeği görürse üstünden aşar,
Halk dalkavuğuna hep gönlü düşer.
Verdiği karara kendisi şaşar,
Şaşkınlıktan azı çoğa katamaz.

Halkımın inancı en önde gelir,
Hocadan, dededen icazet alır.
Her zaman doğruyu kendisi bilir,
Lakin aklı başkasına satamaz.

Takım tutar gibi, parti tutar o,
Kefen giyip musallaya yatar o,
Liderleri uçurmaya yeter o,
İçin için yanar ama tütemez.

Emeği çalanı başa getirir,
Fırsat bulsa kendisi de götürür.
Kazanımı lotaryada yitirir,
Her seçimde kumar oynar, ütemez.

Şimdi halkım medyamızın gözdesi,
Oy verdi, yükseldi bilinç yüzdesi.
Kuru cahil, demokrasi öznesi,
Yalnız bunu Nevzat bile yutamaz.

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat

9 Haziran 2015 Salı

Karamanlı Nevzat - Dincilerin Şifreleri

Cemaat olmuşlar kapalı kutu,
Müride kapıyı aralıyorlar.
Sorgulayan insan bunlarca kötü,
Saldırarak hemen paralıyorlar.

Atatürk’ten, çağdaşlıktan bizarlar,
Bunların eseri ‘Kanlı Pazar’lar.
Saza, söze, özgürlüğe kızarlar,
Madımaklarda çıralıyorlar.*

Kadın, bunlar için bir eksik etek,
İtaat etmezse hakkıdır kötek.
Erkeğin hakkında genişler tek tek,
Kadın isteyince daralıyorlar.

Sözde demokratlar, özde diktatör,
Adam kandırmada hepsi bir aktör.
Çocukları fabrikatör, armatör,
Engin denizlerde foralıyorlar*.

Biat edenlere avanta verip,
Gönlü yapıyorlar vaatler serip.
Yalakayı övüp, çok makbul görüp,
Yiğidi yürekten yaralıyorlar.

Kentte parsel parsel arsa kapatıp,
Plan bozuyorlar yalanlar atıp.
Rantı ayarlayıp camiler yapıp,
Altını üstünü kiralıyorlar.

Haramla beslenen dindar oluyor,
Kendini Cennet’e layık buluyor.
Zalim fetva ile sevap alıyor,
Mazluma günahı sıralıyorlar.

Halkı yoksulluğa tutsak ederek,
Diyorlar ki, ‘sana sadaka gerek’.
Torpille, rüşvetle hacca giderek,
Millet kesesinden turalıyorlar.

İnsan ayırırlar inanca bakıp,
Mezhebi, kökeni ederler takip.
Rakibi aç, zelil, susuz bırakıp,
Yandaşı bir güzel pereliyorlar.

Emperyal ‘gâvur’la iyi refikler,
Müslüman içinde yapar tefrikler.
Allah’la aldatan bu münafıklar,
Müminin aklını pireliyorlar*.

Paraya tutsaklar, ak geçinirler,
Saraya tutsaklar, ak geçinirler,
Karaya tutsaklar, ak geçinirler,
Alnı ak olanı karalıyorlar.

Biliriz, paraya taptıklarını,
Çıkar için yoldan saptıklarını.
Yalanla gizlerler yaptıklarını,
Gerçek kapısını koralıyorlar*.

Kimi kalem bunlar için yazıyor,
Yalanları sözcüklerden sızıyor.
Biz yazınca trolleri azıyor,
Nevzat’ın sözünü tireliyorlar.

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat

* Pirelemek: Suda pürüz, kabarcık
 oluşturmak.
* Koralamak: Kilitlemek.
*Foralamak: Yelken açarak gitmek.
* Çıralamak: Tutuşturmak, yakmak.
* Perelemek: Sulamak, suya doyurmak.
Not: Konunun özelliği nedeniyle
arı Türkçe kullanamadığım için özür dilerim.

1 Haziran 2015 Pazartesi

Karamanlı Nevzat - Nelere Güldük

Gündemi sardıkça saçmalık her gün,
Zırvada kendini aşana güldük.
Yalanlar taç oldu, gerçekler sürgün,
Doğrunun peşinden koşana güldük.

Demokrat, işçiden hakkı sakındı,
‘Ayaklar baş oldu’ diye yakındı;
Kimi şaşkın şaşkın ona bakındı,
Olan bitenlere şaşana güldük.

Mankenin oyuyla çobanın oyu,
Ölçüldü gördük ki, farklıydı boyu?
Cahili yutmuştu kazdığı kuyu,
İtene kızmadık, düşene güldük.

Yağ yakılan hemen kibirlenmişti,
‘Ben oldum’ diyerek böbürlenmişti.
Aptal muhterisi, hırsı yenmişti,
Köpürüp köpürüp taşana güldük.

Futbol doldu ‘Kutlu doğum haftası’,
Dindarlık olmuştu hortum yaftası?
Hocaya gönderdi futbolcu pası?
Sahadan gaz alıp şişene güldük.

Adam sayılmıştı fodulu, keli,
Özgürlük isteyen fermanlı deli.
Kibiri boğmuştu direncin seli,
Ulusun sabrını deşene güldük.

Yurda nazar değdi, ortalık tufan,
Artistler konuştu, karıştı kafan.
Birbirine düşman ilimle, irfan,
Bilimi tırnakla eşene güldük.

Ekmek alanlardan belge istendi,
Sonra özgürlük var ülkede dendi.
Beyaz çay içildi, bıldırcın yendi,
Zengin mutfağında pişene güldük.

Erkekten erkeğe aşk ilanı var,
Aşığın acaba ne planı var?
Danışman silahı çift olanı var,
Yiğitçe yaşanan hoş ana güldük.

Milyonluk Mercedes çerez parası,
Sırat Köprüsü’nde bir diş kirası.
Görmezin dik geldi yazı turası,
Görenin şansına boşuna güldük.

Nevzat işte budur ülkenin hali,
Kömür dağıtıyor kaymakam, vali.
Boşa yorulmasın sazının teli,
Kendi çalıp kendi coşana güldük.

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat

16 Mayıs 2015 Cumartesi

Karamanlı Nevzat - Onlar Konuşur, Biz Yaparız

Gemiler, gemicikler dizdik kaç tanesini,
Yaptığımız sarayın bilmezler hanesini.
Zenginin malı yorar züğürdün çenesini;
Usulüne uygunca o çeneyi kaparız,
Onlar boşa konuşur, biz mükemmel yaparız.

Ey! Dil hovardaları, adam olmaz sizlerden,
Eğer niyet yapmaksa, yardım alın bizlerden.
Budur bizim işimiz, sorun siz kerizlerden;
Havuzda yakalarsak anasını öperiz,
Onlar boşa konuşur, biz mükemmel yaparız.

Kasayı, kutuları dolduran kolu bulduk.
Elbise ısmarladık, cepleri dolu bulduk
‘Yolsuzluk var’ dediniz, yine biz yolu bulduk,
Paralelden ayrılıp, başka yola saparız,
Onlar boşa konuşur, biz mükemmel yaparız.

Üstünde kir olanı yuyup* aklamadık mı?
Bize kirli diyeni bulup haklamadık mı?
Darbecinin inini girip yoklamadık mı?
Beraber yürüyoruz, bizler bize siperiz,
Onlar boşa konuşur, biz mükemmel yaparız.

Elimizde Kur’an’la yüzlerimiz nurlandı,
Sorun sıfırlanmadı, paralar sıfırlandı.
Durum icap ettirdi komşulara hırlandı*
Büyük abi isterse dostlardan da koparız,
Onlar boşa konuşur, biz mükemmel yaparız.

İşçiye TOMA’larla hakkı verilmedi mi?
Söz dinlemez memurlar haklı sürülmedi mi?
Tekere taş koyanla hesap görülmedi mi?
Pişmiş aşa su katan, kim olursa teperiz,
Onlar boşa konuşur, biz mükemmel yaparız.

Şeyhimizi uçurduk, badireden* geçirdik,
Altın kaplı bardaktan abıhayat* içirdik.
Uhrevi mekanlara iman ile göçürdük;
Nevzat Hak’ka tapıyor, biz lidere taparız,
Onlar boşa konuşur, biz mükemmel yaparız.

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
* Yuyup: Yıkayıp.
* Hırlamak: Kızmak, ters konuşmak.
* Badire: Birdenbire ortaya çıkan tehlikeli durum.
* Abıhayat: Ölümsüzlük suyu, bengi su dirim suyu.

Karamanlı Nevzat - Analar Ağlamasın

Yavruları ölmesin, analar ağlamasın,
Evlatları vuranlar anneleri düşünsün;
Torunlar kucaklasın, karalar bağlamasın,
Umutları kıranlar anneleri düşünsün.

Berkin Elvan çocuktu, dünyaya doyamadı,
Elindeki ekmeği atmaya kıyamadı.
Ali İsmail Korkmaz vuranı sayamadı,
Tuzakları kuranlar anneleri düşünsün.

Ethem Sarısülük’ün kanı döküldü yere,
Abdullah Cömert düştü, anne öldü bin kere.
Gezi şehitlerini vurdular göre göre,
Duygusuzca duranlar anneleri düşünsün.

Mustafa Sarı şehit, Gezi’de düştü başı,
Bilmezdi İrfan Tuna, Mehmet Ayvalıtaş’ı.
Kimler düşürmüş ise birbirine kardeşi,
Bunu uygun görenler anneleri düşünsün.

Hasan Ferit Gedik’le, Medeni Yıldırım’ı
Katledeni üzmez mi annelerin durumu?
Devleti yönetenler yapsın buna yorumu,
Ortalığı gerenler anneleri düşünsün.

Gezi’nin şehitleri tertemiz çocuklardı,
Her birinin gönlünde tükenmez umut vardı.
Onların anneleri yüreğe dertler sardı,
Sahte merhem sürenler anneleri düşünsün.

Özgecan kor düşürdü annesi yanar hâlâ
Fırat Çakıroğlu’nun yarası kanar hâlâ.
Zalimler sabırları utanmaz sınar hâlâ
Kanlarına girenler anneleri düşünsün.

Mehmetçiğin annesi orduya güvenmeli,
Polislerin annesi kuşkuları yenmeli.
Sevgi, barış özgürlük yüreklere sinmeli,
Eğitimi verenler anneleri düşünsün.

Anneye bir gün yetmez, ömür gibi olmalı,
Nevzatlar* yaşadıkça yüreğinde kalmalı.
Anneyi ağlatanlar cezasını bulmalı,
Mahkemede yoranlar anneleri düşünsün

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
*Nevzatlar: Çocuklar.

15 Nisan 2015 Çarşamba

Karamanlı Nevzat - Yalaka Kalemlere Taşlama 3

Yalaka kalemleri eskiden de tanırdık,
Hep yüksek tepelerde esmeye alışkınlar.
Birçoğunu gerçekten yazar çizer sanırdık,
Edebiyat raconu kesmeye alışkınlar.


Kuşbakışı görürler, uçmaya yerinirler,
Yükseklere çıkanın ardında sürünürler.
Akrep, yılan gibiler, loş yerde barınırlar,
Haram yiyip zehiri kusmaya alışkınlar.


Otorite görünce yanına yaklaşırlar,
Köşklere, saraylara davete bekleşirler.
Güçlüyle sarmaş dolaş öpüşüp koklaşırlar,
Zorbaların önünde susmaya alışkınlar.


Dünkü söylediğini anımsamaz sazan var,
Alkolü fazla alıp sağa sola kızan var.
Bunların arasında porno türü yazan var,
Emekçiyi bilmezler, yosmaya alışkınlar.


Vatanı değişirler bir kadının koynuna,
Dini alet ederler siyaset oyununa.
Zalim emir verince mazlumların boynuna,
Her tür iğrenç yaftayı asmaya alışkınlar.


Özgürlük ortamında işkembeden atarlar,
Demokrat liderlere tafra, çalım satarlar.
Faşistlerden korkarlar, önlerine yatarlar,
Süt dökmüş kedi gibi pısmaya alışkınlar.


Namuslu insanlara sürüyorlar karayı,
Kalemi emre verip, alıyorlar kirayı.
Kendileri üç yerden kazanırlar parayı,
Muhabir ücretini kısmaya alışkınlar.


Yemek içmek dertleri, genellikle şişmanlar,
Yanlış ata oynarsa, yalnız buna pişmanlar.
Muktedirle barışık, muhalife düşmanlar,
Haklıya sırt çevirip küsmeye alışkınlar.


Her türlü kirliliği kalem ile paklarlar,
Ucunda para varsa, çöplükleri yoklarlar.
Efendiyi üzerse gerçekleri saklarlar,
Belgenin sahtesini basmaya alışkınlar.


Görmemeyi yeğlerler, tehlike sezemezler,
Biri kopya vermeden hiç bir şey çözemezler.
Nevzat bilir bunları başıboş gezemezler,
Sahibin elindeki tasmaya alışkınlar.


Halk Ozanı Karamanlı Nevzat

14 Nisan 2015 Salı

Karamanlı Nevzat - Aldandık

Anadolumuzun bakiri idik,
Saltanat rüyası gördük aldandık.
Kutsal davamızın şakiri idik,
Ne istedilerse verdik aldandık.

Ordumuz kumpasa geldi görmedik,
Paralel, açıyı deldi görmedik.
Adalet hukuku sildi görmedik,
Senaryo yazana sorduk aldandık.

Sıfır sorun vardı, çevremiz sakin,
Bizden yana idi Moskova, Pekin.
Osmanlı hayali görmüştük lakin,
Eşbaşkan olmaya vardık aldandık.

Arabın baharı bize bahardı,
Batı desteğinin kesildi ardı.
Son elde kumarı kazanmak vardı,
Kağıdı yeniden kardık aldandık.

Esat, Eset oldu, gözden düşmedi,
Ateşe oturttuk, yine pişmedi.
Paralar harcadık, hiç yetişmedi,
Elleri dizlere vurduk aldandık.

Papa’da uymadı verdiği söze,
‘Soykırım var’ dedi, dayattı bize.
Avrupa Birliği vermiyor vize,
‘Gümrük Birliği’ne girdik aldandık.

Başımız belaya girer ilerde,
Gönüllü tutulduk her türlü derde.
Uluslararası meselelerde,
Haksızın yanında durduk aldandık.

‘Kürt Sorunu’ vardı çözecek idik,
Doğu’da serbestçe gezecek idik.
Akille süreci düzecek idik,
Başımıza bela sardık aldandık.

Çalanla çalmayan bir tutulmuyor,
Yargısız aklanma hiç yutulmuyor.
‘On yedi Yirmi beş’ unutulmuyor,
Mecliste defteri dürdük aldandık.

Safız dedik millet öyle sanmıyor,
Hakkı vermez isek, boşa kanmıyor.
Din iman desek de halk inanmıyor,
Yandaşın gözünde erdik aldandık.

Yalaka yağcılar hep bize eşti,
Rakibi yokladı, sırrını deşti.
Bizden olmayanlar ötekileşti,
Milleti ortadan yardık aldandık.

Muhalife vurduk belden aşağı,
Yerini doldurdu elin uşağı.
Bize inanmadı gençlik kuşağı,
Onlara tuzağı kurduk aldandık.

Kime güvendikse güveni yıktı,
Saflık oyununu seyreden bıktı.
İstihbarat ektik, fiyasko çıktı,
Balyozla vurarak derdik aldandık.

Aldanmak iyidir, aldan istersen,
Öyle seviyorlar, nedendir dersen.
Nevzat’ın fikri bu, eğer ki yersen,
Unları iplere serdik aldandık.

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat

6 Nisan 2015 Pazartesi

Karamanlı Nevzat - Bir Dönemin Tanığıyım

Dikenli yollarda koşup hoplarken,
Yandaşın açtığı arayı gördüm.
İnsanlar çöplerden ekmek toplarken,
Bin küsur odalı sarayı gördüm.

Ne kadar çok ise kolayca kanan,
O kadar kolaydır yönetmek inan.
Kolayca bulunan, kolay harcanan,
Avroyu, doları, lirayı gördüm.

Paylar dağıtıldı, hep sizli bizli,
Kasada, kutuda bulundu izli.
Hırsızlık, yolsuzluk kalmıyor gizli,
Nere saklanmışsa orayı gördüm.

Zalimler korktukça, korkular saldı,
Uyanan arttıkça önlemler aldı.
Mazlumlar, sustukça çaresiz kaldı,
Yalnızca gençlerde çareyi gördüm.

Gençler vardı birbirinin kolunda,
Özgürlük marşları çınlar dilinde;
Onları vurdular ‘Gezi’ yolunda,
Başında, gözünde yarayı gördüm.

Yaygın basın sustu, yalaka coştu,
Satılan, paranın peşinden koştu.
Alçaklar yarışta kendini aştı,
Namusta verilen fireyi gördüm.

Suskundu aydın ve üniversite,
Arkada kaldılar hep ite ite.
Havuz medyasında fikrisabite,
Neden olan kirli parayı gördüm.

Avcıya kul olan mazlum avladı,
Avcının adına avı tavladı.
Sahibin sesine uydu havladı,
Diş için verilen kirayı gördüm.

Yasanın anası kaldı mazide,
Hukuk dağa çıktı, hak arazide.
Adalet dağıtan o terazide,
İbreyi oynatan darayı gördüm.

Dindar mazlum oldu, dinciler yaman,
Muktedir yabana vermedi aman.
Piyango yandaşa vurdu her zaman,
Torpille çekilen kurayı gördüm.

Damarı çatladı hukuk arının,
Öcünü aldılar dünden yarının.
Ordunun şerefli subaylarının,
Alnına sürülmüş karayı gördüm.

Rejimin ekseni nere kayıyor?
Elinde güç olan korku yayıyor.
Milletin vekili sövüp sayıyor,
Mecliste atılan narayı gördüm.

Terörle pazarlık meşru olmuştur,
Şaki beyanını geçer kılmıştır.
Barış gizli gizli yolu bulmuştur,
Kararlar alınan şurayı gördüm.

Çevremiz düşmanla sarıldı hepten,
Sarstı IŞİD, NUSRA, PKK dipten.
Teröre çok para harcadık cepten,
Hazine savruldu borayı gördüm.

Adalet hanidir, kalkınma nerde?
İşsizlik yaşamda kapkara perde.
Devlet kapısında, özel sektörde,
İş için beklenen sırayı gördüm.

Madende işçiler ölüme yattı,
Patron çalışanı işinden attı.
Biri parsel parsel kentleri sattı,
Sokaklardan akan dereyi gördüm.

Mustafa Kemal var, önümde bir de,
Atatürk Atatürk parlar devirde.
Bunaltım dağılır Anıtkabir’de,
En güvenilen yer burayı gördüm.

Nevzat neler gördü yakın dönemde,
Her biri yaşamsal, acil önemde.
Bu yüzden acısı dinmez sinemde,
Özümü kavuran çırayı gördüm.

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat

28 Mart 2015 Cumartesi

Karamanlı Nevzat - Kim Bunlar?

‘Şecaat arz ederken sirkatin söyler’ bunlar,
Düşmanını yererken kendini ele verir.
Hoşgörüden, izandan, insanlıktan yoksunlar,
Değirmene su çalar, tarlayı sele verir.

Sözleri abuk sabuk, işleri yalap şalap,
Bir tek marifetleri çevirdikleri dolap.
Her şeyi hakkı görür, her şeyi eder talep,
Bel altına çalışıp, gayreti bele verir.

Hamileyi hapseder, dolaşması ayıp der,
Kahkaha atanlara edepleri kayıp der.
Aileye övgüyü çocukları sayıp der,
Kadını eşit görmez, önemi döle verir.

İbadeti gösteriş, imanları paradır,
Dışına makyaj yapar, iç dünyası karadır.
Adaletsiz hükmeder, icraatı yaradır,
Allah’la aldatırken cezayı sola verir.

Aşırmaya müsait zaten uzundur kolu,
Çaldığını istifler, ambarı haram dolu.
Yolsuzluğa yol bulur, bilinir onun yolu
Bir şeyi yürütürken kendini yola verir.

Zulüme alet olur, intikamla bilenir,
Tanrı’dan medet umar, düşmanına ilenir.
Zalimlere el açar hep merhamet dilenir,
Mazlumları döverken gücünü kola verir.

Sanatı kirletiyor, sanatçıyı horluyor
Özgürlük isteyeni köleliğe zorluyor.
Halkı Şark’a yöneltip, Avrupa’yı turluyor,
Ensesine binerek yükünü kula verir.

Birbirine alenen hırsız diyor, kim bunlar?
Haysiyetsiz, şerefsiz, arsız diyor, kim bunlar?
Parsel parsel satıp da kârsız diyor, kim bunlar?
Kim bunlar ki namusu geçmez bir pula verir?

Nevzat, bunlardan uzak, çok şükür hısım değil,
Amacı eleştirmek, kimseye hasım değil,
Bunlar ortak acımız, tek benim yasım değil,
Arı gibi inleyip, özünü bala verir.
Elinden bir şey gelmez, gücünü dile verir.

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat

11 Mart 2015 Çarşamba

Karamanlı Nevzat - ‘Müsait’ neye uyar?

‘Müsait’ sözcüğü kadına uymaz,
Halkın emeğini çalana uyar;
Müsait olmasa güçsüzü soymaz,
Güçlüyle flörtü bilene uyar.

Arsalar, borsalar müsait ise,
İşte orda vardır flört hadise.
Birisi millete ‘koyalım’ dese,
Bıyığın altından gülene uyar.

‘Kırmızılı Kadın’ gaz yedi, niçin?
İsterler ‘Kabataş’ altından geçin.
Gezi’yi gözlerden düşürmek için,
Söylenen kuyruklu yalana uyar.

İbadet Tanrı’yla buluşma ise,
Hakka yürüyüşe alışma ise;
Dindarlık doğruluk, çalışma ise,
Gösteriş namazı kılana uyar.

Kime engel kime değil kanunlar?
Kimler hak öğütür, kimindir unlar?
Muktedir olana müsait bunlar,
Kamuda yapılan talana uyar.

Kadına kahkaha yasaklayana,
Onu gerilerde hep saklayana,
Hırsızı alenen tam aklayana,
Suçunu arsızca silene uyar.

Hamile dolaşmak ayıp diyene,
Dinci pozlarında haram yiyene,
Nevzat’ın sözünü yanlış duyana,
Cezaya müsait bulana uyar.

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat

1 Mart 2015 Pazar

Karamanlı Nevzat - Yaşar Kemal'in Ardından

Adana sıcağında Anadolu Türküsü,
Terleri silen odur, yaşıyor Yaşar Kemal.
'İnce Memed' olmuştur ağaların korkusu,
Zulümü bilen odur, yaşıyor Yaşar Kemal.

Yurdumda 'Orta Direk', sağlam 'Kale Kapısı',
'Tek Kanatlı Kuş'tur o, topraktandır yapısı.
'Akçasaz'da köylünün ağadaysa tapusu,
Hakkını alan odur, yaşıyor Yaşar Kemal.

'Yer Demir Gök Bakır'sa, 'Yağmurcuk Kuşu' olur,
'Hüyükte Nar Ağacı' onu yanında bilir,
'Kanın Sesi' duyulsa, katile karşı gelir,
'Fırat'a gelen odur, yaşıyor Yaşar Kemal.

'Yılanı Öldürseler', 'Deniz Küstü' derdi O.
'Ölmez Otu' gibiydi, toprağa can verdi O.
'Tan Yeri Horozları' gibi mert öterdi O,
Sedası olan odur, yaşıyor Yaşar Kemal.

O gitti 'Deniz Küstü'. 'Çıplak Deniz ve Ada',
'Salih' neyi görüp de erecektir murada.
'Teneke' çalan varsa, utanmazca arkada,
Haline gülen odur, yaşıyor Yaşar Kemal.

Nevzat ondan öğrendi, halka destan yazmayı,
Gençler ondan öğrendi Anadolu gezmeyi.
Siyasi öğrenmeli ondan sorun çözmeyi,
Yazdığı kalan odur, yaşıyor Yaşar Kemal.

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat

16 Şubat 2015 Pazartesi

Karamanlı Nevzat - Özgecan

Tanımı kolaydır yalın dillerle,
Bir ana kuzusu güldü Özgecan.
Mersin baharında hoyrat ellerle,
Kırıldı, yakıldı, soldu Özgecan.

‘Kadın eşit değil’ diyen utansın,
Kadının hakkına kıyan utansın.
Erkeği egemen sayan utansın,
Yüzlerden maskeyi aldı Özgecan.

Kahkaha düşmanı ve etekçisi,
Kadını horlayan ve kötekçisi;
Haydi şimdi konuş ‘namus bekçisi’,
Namusu korurken öldü Özgecan.

Kadına layıksa eğer esaret,
Caniler sistemden alır cesaret.
Yok olur mutluluk, biter meserret*,
Ülkemin matemi oldu Özgecan.

Cinsiyetçi kafa kadından uzak,
Onu ‘etek’ görür, erkeği ‘kazak’;
Koyduğu kurallar kadına tuzak,
Alçak bir pusuda kaldı Özgecan,

Nevzatım, sistemi bozamıyorum,
Güce kul olana kızamıyorum.
Sözcükler yetersiz, yazamıyorum,
Gözlerim yaş ile doldu Özgecan.

Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
*Meserret: Sevinç

21 Ocak 2015 Çarşamba

Karamanlı Nevzat - Diziler, Oyuncular ve Reklam Arası Manileri

Yapımcı, diziye oyuncu arar,
Yetenek yok ise veremez karar.
Kamera şakası olur belki de,
Kimisi kendini boşuna yorar.


Dizide arttıkça yüzün karası,
Aydınlık, oluyor reklam arası.
Figüran, çabalar rol kapmak için,
Dublör bile olur, ekmek parası.


Rejisör gözüne çarpmak hünerdir,
Önemli bir rolü kapmak hünerdir.
İnsan yıldız olur, tek bir sahnede,
Sapılacak yerde sapmak hünerdir.


Başrol oynamaya hırs gerekiyor,
Vücut dili için kurs gerekiyor.
Reklam araları değerli zaman,
Eğer boş geçerse, burs gerekiyor.


'Artis'* doğulmuşsa baht açılıyor,
Saray dizisinde taht açılıyor.
Reklamın iyisi akılda kalır,
Reklam arasında aht** açılıyor.


Halk Ozanı Karamanlı Nevzat

*Artis: Artist, havalı, yakışıklı,oyuncu kadın.
**Aht: Köy nikâhı.